Aldatma’nın heyecanı

Erkeklerde ve kadınlarda aldatma, adranalin duygusu hemde o anın heyecanı bu yazı dizimizde.

Ben aldatıyorum; Luna parkta para vererek dönme dolaplar yükseklik akrobasi hareketleri adranalininizi ne kadar yükseltiyorsa inanın aldatma bende ayni etkiyi fazlasıyla bırakıyor.

Düşünün! İşyerinde karşımda sevgilim oturuyor. O sırada ben whsatsapp’da bir kız ile konuşuyorum. Tam o sırada telefonum çalıyor. Bir başka kız akşam için ne yapalım diye soruyor. daha ona cevap veremeden telefonumdan bir başka kız arıyor.

Çok hızlı bir adrenalin yükselmesi. kıpkırmızı oluyorum ve Hepsine soğukkanlı bir şekilde cevap vermeye gayret ediyorum. Karşımda oturan sevgilim, bana “neoluyor” diye soran gözlerle bakıyor. Ona elimle “Bir saniye” işareti yapıyorum. whatsapp’dakine, “Telefon geldi” diyor ve beklemeye alıyorum. İşyerini arayan sevgilime “Bir dakika telefon çalıyor” diyorum. Telefondakine ise “Şu anda çok meşgulum, seni 5 dakika sonra arayacağım” diyorum.

Sonra diğer telefonuma dönüp akşam kaçta müsait olacağım belli olmaz erken çıkmaya çalışacağım seni ararım diyorum. Telefonda beklemeye aldığımada pişkinlikle şu işlerden hiç rahat yok, 10 dakika rahat vermiyorlar ki seninle konuşayım aşkım. en son çıkacağım bu işten diyorum ve yalanı patlatıyorum.

Telefonda konuştuğum ablamdı. akşam eniştemle tartışmışlar akşam beni çağırıyor, ama ben seninle beraber olmak için gelemeyeceğimi söyledim.

O daha whatsapp’taki kimdi diye sormadan bir yalan daha patlatıyorum; eşini aldatan bir arkadaş var durum ortaya çıkmış, ne yapacağım diye bana soruyor onada çok yoğun olduğumu sonra arayacağımı söyledim. sonra gözlerinin içine bakıyorum. Dediklerime inandımı diye analiz ediyorum. kalpbim çok hızlı çarpıyor, başımda soğuk ter akıyor, kulaklarım kıp kırmızı bu durumun beni ele vermesinden endişeleniyorum.

O bana bakarken akşam seninle olmamı kimse engelleyemez diyorum. gözleri parlıyor, gülümsüyor.. o artık inanmak istediğine inanıyor. tıpkı dönme dolaptan indikten sonraki rahatlama gibi.

Akşam yemeğinde uzun bir masadayız 8-10 kişi yemeğimizi yiyor içiyor eğleniyoruz, yanımda sevgilim, karşımda daha önce ufak bir ilişki yaşadığım ex kız, kimsenin birbirinden haberi yok, Yeni sevgilimde ayni çevreden, oda eskileri bilmiyor, o anda restoranta yeni biri giriyor oda atlatmakya çalıştığım bir başka sevgilim. yine terlemeye başlıyorum, ayni heyecan basıyor, üff kahretsin!

sevgililerim ile yemekte

Neyseki yeni sevgilimle el ele felan değildim ayağa kalkıyorum biraz utangaç bir tavırla karşılıyorum. masamıza davet ediyorum. aslında oda beni burada görmeyi ummadığı suratından belli. çünkü ona göre ben bu saatte işte olmalıydım. Bana yanaşıyor yanaklarından öpüyorum sonra diğer yanıma alıyorum çok heyecanlı bir şey bu. iki tarafımda iki sevgilim. karşımdaki de eski sevgilim. Yeni gelen surat yapıyor. kulağıma eğilip bana neden yalan söyledin diyor. oysaki yalanı hiç sevmez. ilk tanışırken ona söz vermiştim.

Şimdi beynimin çalışma zamanı. Bu durumun çok ani geliştiğini söylüyorum. Masadaki hemen herkes çalıştığım yerden. “İşyerindeki arkadaşlarla bir anda karar verdik. Sana haber verecektim ama, ayıp olur diye aramadım.

Bana inanmamandan koktum diyorum. bu sözüm onu ikna etmiyor. o anda diğer sevgilim elini bacağımın üstüne koyuyor. Yani hiç sırası değil.. ona ddönüyor ve diyorumki gamze’nin canı sıkkın bana biraz izin ver diyorum.

Tekrar diğeriyleyim. İkna edemezsem olay büyüyebilir. Ama daha da önemlisi, başarısızlığa uğramış olmak beni çok etkileyebilir. Bir yol bulmalıyım… “Sen niye buradasın” diyorum. Beklemediği bir soru. Çünkü o da bana bunu haber vermedi. “Evde canım sıkıldı öyle çıktım” diyor. Hemen saldırıya geçiyorum. “Sen de haber verebilirdin ama yapmadın. Bazen olur böyle” diyorum… Konuşma uzuyor. Gözlerinden yumuşadığını sezebiliyorum. Ama bu kez ikisini birden aynı yerde nasıl idare edebileceğimi düşünüyorum. Heyecanım artıyor. Masa masa dolaşan bir saz heyetini görüyorum. Hemen çağırıyorum.

Gitarcının kulağına “Bu gece başişin bende Başka masaya gitme parayı düşünme” diyorum. Çalmaya başlıyorlar. Abartılı bir şekilde eşlik ediyorum. Masadaki herkesi de eşlik etmeye çağırıyorum. Bir süre sonra alkolün de etkisiyle herkes kendini eğlenceye kaptırıyor. Kendimi iyice masaya yaklaştırıyorum. Bir elim sağımdakinin, diğer elim solumdakinin bacakları üzerinde… Şimdi halletmem gereken bir sorun daha var.. Masadan hangisiyle kalkacağım? Geceyi hangisiyle tamamlayacağım?

Zekam deli gibi çalışıyor. Tuvalet bahanesiyle kalkıyorum. İşyerimi arıyorum. Nöbetçi çocuğa, 15 dakika sonra beni aramasını ve işe çağırmasını istiyorum.

Rahatlamış bir vaziyette yerime dönüyorum. Kemancıya habire para veriyorum. Susmaması gerekiyor. Kimse konuşmasın, sadece şarkı söylesin istiyorum. Telefon çalıyor. “Eyvah işten arıyorlar” diyerek açıyorum. Ciddi bir tavır takınıp, “Peki ne yaptınız. bensiz bir şeyi beceremiyorsunuz… Tamam hiçbir şeye dokunmayın, ben geliyorum… İnsanı bir rahat bırakmıyorsunuz ki. İki kadeh rakıyı boğazıma dizdiniz…” diyorum. Telefonu kapatıp ayağa kalkıyorum. “Hepinizden özür dilerim ama benim acil işe gitmem gerekiyor” diyorum. İki yanımdaki sevgililerim bozuluyor. Ama işim konusunda tavizim olmadığını bildiklerinden susuyorlar. Biri “Geri dönebilecek misin?” diye soruyor. Üzgün bir tavırla “Maalesef cansu Böyle olmasını istemezdim ama önemli bir iş” diyorum.

Masadan kalkıp dışarı çıkıyorum Yüzümde gülümseme, kalbimin ritmi düzeldi… Resmen kendimle övünüyorum. İnanıp inanmadıkları umurumda değil. Ama yarın sabah her ikisini de rahatlatabilecek şeyler bulabilirim. Arabama biniyorum. Cep telefonumu alıyorum elime… Numarasını çeviriyorum. uyumak üzere olan bir ses açıyor. “Uyudun mu” diyorum. “sayıklıyorum” yanıtı geliyor. “Ben de işten şimdi çıktım. çok gerginim” diyorum. Ve beklediğim teklif geliyor. “Bana gelsene..

Bu anı ve bu tadı seviyorum…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu