Terk edilmek ve Aşk acısı
Terk edilmekle ilgili yazı dizisi, aşk acısı çekmek, terk edilenler için çözümler.
Duygular üzerine yemin etmek ne kadar anlamsız çünkü duygularımızı kontrol etmek çok zor. Duygularımız beynimizin duygu merkezinde kayıtlıdır ve her an harekete geçmeye hazır şekilde yüksek alarm durumundadır.
Kızgın, üzgün ya da mutlu olduğumuzda duygu merkezimiz bazı hormonlar salgılar ve davranışlarımızla hareket eder, tepki veririz. Mutluysak çığlık atarız, ağlarız veya gülümseriz.
Burada; Terk edilmek tamamen aynı şeydir. Terk edildiğimizde muazzam bir acı hissederiz ve tepki veririz. Kimisi diğerini suçlayarak kendini teselli eder, kimisi pişmanlığa gömülür, kimisi dünyadan çekilir, kimisi aşka isyan eder.
Ancak bunların hiçbiri aşkın acısını ve terk edilmenin yenilgisini hafifletmiyor. Çünkü yapılması gerekenler yapılmıyor, bu yüzden de terk edilmişliğin dayanılmaz ağırlığı altında giderek daha fazla eziliyor.
Acıya ne kadar direnirseniz onu o kadar artırırsınız. Şimdi soruyorum size, pek çok güzel anı paylaştığınız, ona olan duygularınızı paylaştığınız bir insanı unutmak mümkün mü? Onu unutamazsınız, ancak zaman etkisini köreltir. Direnmezseniz acınızı hafifletirsiniz.
Mutlu olduğunuz, mutlu ettiğiniz, dolayısıyla mutluluğu paylaştığınız bir insanı unutmak, onun yokluğunun acısını hissetmemek gerçekçi olmayan bir beklenti değil mi? Acınızı yaşayın, ağlayın, duygularınızı sevdiklerinizle paylaşın, gerekiyorsa uzman yardımı alın ve kendinizle yüzleşin.
“Nerede hata yaptım?” sorusunun cevabını bulun.
Hiçbir ilişki tek taraflı başlayıp tek taraflı bitmez. Taraflardan birinin akıl hastası, uyuşturucu bağımlısı, alkolik vb. olması durumunda. Eğer bu tür sorunlar yoksa eşler aşk konusunda olduğu gibi sorunlar konusunda da aynı sorumluluğa sahiptir.
Terk edilmenin acısını yaşadıktan sonra kendinize şu önemli soruyu sormaktan çekinmeyin; “Bu ilişkideki hatalarım nelerdi?” Bulduğunuz ve ele alacağınız cevaplar bir sonraki ilişkinizi daha sağlıklı hale getirecek.